Kategoriler

29 Kasım 2016 Salı

Occultic ; Nine 5. Bölüm İnceleme

Deku da.

Gamo-tan'ın cinayet sonrası babasının odasını ziyaret ettiğini Miyu-pom'dan öğrenen Sarai, ondan gördükleri ile ilgili detay vermesini istiyor. Gamo-tan ise babasının kendi kanıyla "CODE" yazdığını söylüyor. Lanet olası polisler. Bunu bile bana söylememişler.(Sarai'nin iç sesi) (Amma ve lakin bilmiyor ki o mesajı bizim dedektif kendi ayaklarıyla sildi!) Ve tabi ki ne tesadüftür... Babasının araştırması ise cinayetten sonra kaçırılmış. O yüzden "CODE" 'un gizemini çözemiyorlar. Sarai'dan şüphelenmem çok mu saçma? Kim bilir.

(bkz:Sarai'nin annesinden korkup depara kalkan Gamo-tan)

(bkz: Bu da gene imkansızları oynayan Gamo-tan. Evet, evet. Aynı kişiler.sdhfsjg)
(Gerçi bu sefer ki saçma değildi, kabul ediyorum.)



  Ve sonundaa profesörün kodunun gizemi, bizim Zonko'nun da yardımıyla ortaya çıkmış oldu ! Demek duvarın belli kısımlarını sıvayla kapatarak kod oluşturmuş? Fumu fumu. (Kacchan: Zonko olmasa bulamazdı saf Gamotan.)

  Bir sonraki sahnemizde Miyu-pom'un arkadaşını kaçıran ürkütücü çocukla bizim mangaka Ririka'nın konuşmasını izliyoruz. Şimdi bu konuşmayı çok ilginç bulduğum için teker teker yazacağım.
"Hataydı. O çocuk , doğru kişi değildi." (Hangi doğru çocuğu arıyorsun...) 
"Öyle mi?"
"Neden bana söylemedin?"
"Çünkü sormadın.Hayır..Sanırım sebebi kıskanıyor olman."
"Kıskanmak mı?"
"Herkesin takdir ettiği ablasını kıskanan zavallı büyücünün mütevazi girişimi." (Siz abla kardeş misiniz yani?) (Ya da ya da sen çocuk, evet çocuğa soruyorum, Miyu-pom'un kardeşi misin?)
"Demek ismin Nishizono." (Ya Ririka ismini değiştirdi ya da bunlar yeni tanıştı.)
"He?"
"Haberlerde gördüm. Senin ismini."
"Demek bunu kastediyormuş.."
"Senin bile oraya gitmeni beklemiyordum." (Nereye?) (Kacchan: Hıaaa kendimi tutmalıyım! Spo verme spo vermeeee!!)


"Kendi resmimi çizdiğim düşünülürse...Ama ne olursa olsun. Burası yeni dünya değil mi?"
(Çeviride "yeni dünya olmalı" yazıyor ama Japonca bildiğim için böyle çevirmenin daha uygun olacağını düşündüm.)
       
             (bkz: bu animenin ilk sahnesi değil mi...hani suyun dibi,ay ışığı, bir sürü insan olan.)


(bkz: yeni dünyayı duyunca çocuğumuzun tepkisi.)

Yahari.. Ya astral seyahatle bağlantılı olarak bazı ruhlar dünyaya gelmiş, ya da paralel evrenler ve bu evrenlerde seyahat eden varlıklar var. Emin değilim, be o ke de çıkabilir yani. Hmm!

  Geliyoruz 4 Mart'a ve bizim dedektif gene iş başında. Onun da telefonla konuşmasını teker teker yazmak istiyorum çünkü o da şüpheli bir konuşma.

"Neden 256 ölünün peşinde değilsin?"
"Yani Nicola Tesla'nın hayaletiyle dans etmem gerektiğini mi söylüyorsun? O zaman liste bizi 256 kişiye bağlayacak." 
"Yani anahtar baştan beri Isayuki Hashigami miydi?" ( Ne alaka şimdi anahtar ve Hashigami ve Tesla'nın hayaleti? Bu karakterlerin şifreli konuşması beni öldürecek.)

"Yapmamız gereken tek şey hayaleti yakalamak.256 cesedin bir anlamı elbet vardır. Ve bunu da Hashigami Izayuki biliyor." (Tamam da kim bu hayalet? Sembol mü yoksa gerçekten de canlı kanlı bir hayalet mi var? Aklımda deli sorular...) (Kacchan: Hayalet bizim Akuma olmasın..)

(bkz: önce gelişen iğrenç "gero" muhabbeti)
(Kacchan: Ahaha bu gerolu yer çok iyiydi)

(bkz: dedektif konuya başlamaya hazırlanırken jet hızıyla ayrılan İzumi ve Ryo-tas.)

(bkz:ne çektin be Shun.. )

(Konuya pat diye girmek konusunda Shun'dan daha iyisi yok sanırım.)
(Kacchan: Çocuğun bilmediği şey yok)

(bkz: hiç azı dişi çektin mi? çektin mi? çektin mi azı dişi? ha? cevap ver! kime diyorum!azı dişi diyorum!!)

(bkz: İzumi ve Ryo-tas gelince konuyu jet hızıyla kapatan Shun.)

 Şimdi bakınız benim burada anlamadığım şey, Shun ile Ryo-tas ve İzumi aynı tarafta mı yoksa zıt tarafta mı? Resmen Shun çocukla rahat konuşsun diye ikisini baş başa bıraktılar. Ha bu arada, bunu söylerken İzumi ve Ryo-tas'ın aynı tarafta olmadığına zaten ihtimal vermiyorum. 

Bu arada bizim akuma-sanımız Shun'u gözlüyormuş meğer. Tam da onların peşine düşmeye karar verecekleri zaman ta tam!

Shun çoktan onlarla konuşmaya gelmiş bulunmakta ! Akuma-san'ı gördüğü de gözümden kaçmadı. (Bence gördü gerçi.) Hıııaaaa ne konuşacaklar acaba, en heyecanla beklediğim konuşma.

  Gelelim bu bölümün asıl olayına o zaman... 


  Demek ki profesörün tavana bıraktığı kod, Baudot koduyla (telgraflarda kullanılan alfabe gibi) şifrelenmiş karakterlerden oluşuyormuş ve liste, ölen 256 kişinin listesiymiş !! Shun, harıl harıl bunu aramıyor muydun sen ...


(sayıya çevir onu sayıya!!)

(sen de böylelikle listeye ulaşmış oldun, az çakal değilsin Ryo-tas.)

(ve başlasın yaoi muhabbeti! ahah.)

(hı hı evet, eğlenceli olduğu için inanıyorsun sırf, değil mi?)
(ohannes, numaraya kadar kadın yazmış?)

(bu numara da nesi ki.. tarih olabilir mi diye inceledim ama uymuyor gençler. benden pas.)

(bkz: kuş kafesi)

Demek anahtarımız bir kuş kafesini açacak!!!!!! Ha şunu baştan deseydiniz ya , bizim saf çocuk her gördüğü yere sokuşturuyordu onu. Sonra girmeyince kendi kendini yiyordu. askdgksjgh.


  Gelelim olay kadın Ririka'nın kafasındakine... Ruhları birbirine dikmek kesinlikle bir şeyi sembolize ediyor. Ama neyi? Damn. 

Yazacak şey bulamayınca size ürkütücü bakışlar fırlatarak kaçmaya karar verdim lol. Cya!
                   






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder