Kategoriler

29 Kasım 2016 Salı

Occultic ; Nine 3. Bölüm İnceleme

Osu! Deku da.

Evet... Miyu-pom'un arkadaşının kaybolmasına neden olan şüpheli. Arkadaşı yaklaşık bir haftadır kayıp (şu an 29 Şubat'a geldik bu arada)(kız 23'ünde kayboldu) ve en son gördüğü görüntü bu. Fumu fumu... Bence bu bir şeytan ve şu adamın da dediği gibi bkz:


Bu dünyayı şeytanlar basmış ve her yere dağılmışlar ! Diye düşünüyorum. Bu arada bu adam güya deli. Ama bence animenin en gereksiz yerlerinde aslında en önemli şeyler söyleniyor.

 Ve sonunda sevgili mangakamız Ririka Nishizono'yu tanıyabildik. Bu kadın, Miyu-pom'u görünce sinsi bir gülümseme atan kadın değil miydi? Kızın arkadaşının kaçırılma olayında kesin bir parmağı var. (Kacchan: Demek ki o küçük çocukla Ririka'nın bir bağlantısı var :3) Ama ne alaka?
Belki de... Bunların olacağını önceden görmüştür, ha? Buna pek olasılık vermiyorum. Yok rüyalarıma göre yazıyorum. Yalan olduğu çok belli bence. Belki de gelecekten gelmiştir ve olacakları yazıyordur?
 Ve... Geldik asıl olayımıza. Bizim profesörün yazdığı not, mangakamızın mangasında aynen yazılı! WTF is this?
 C-O-D-E.

CODE.
(Kacchan: Kyaaaa! Shuuuuuuun!)
Ve şimdi o mangayı okuma isteği uyandı içimde.... Stephen King'in "In The Mouth of Madness" filmini izleyen var mı? İzleyenler neden pat diye bu filmden bahsettiğimi anlayacaklar. Demek o dedektif sensin? Ahah.
Bu arada asıl olaya geliyoruz gençler, hazır mısınız?

⇛ LOL... Birden gerizekalı Ryo-tas gitti, yerine sessiz ve sakince konuşan, görevinin bilincinde zeki "agent Ryo-tas" geldi. Zaten bir insanı ilk gördüğü anda "Ben senin kölenim nyaaaa" şeklinde tribe giren insanlardan korkacaksın. Gene de iticisin, Ryo-tas. (Kacchan: Kendisinin meşhur repliği de yalanmış haaa! > ''Ryotas wa Ryotas'' Ryotas aslında Ryotas değilmiş arkadaşlar flskje )


(bkz:agent 2) 
(bu arada bu adamın aslında kim olduğuyla ilgili bir düşüncem var, sonraki bölümde yazacağım.)


(bkz:Nicola Tesla neleri keşfetmiş, dünya onları çözse herhalde bir çağ atlanır.)


(Gençler...Aveline'i araştırdım ama Assassin's Creed oyunundan bir karakter olduğunu öğrendim. Özgürlük için savaşan bir suikastçi. Alakasız yani. Ha bir de Aveline Kushi diye bir Japon yazar var ama tamamen yemekler üzerine yazmış. Burada sevgili Moritsuka profesörün oğluna ne anlatmaya çalıştı, ben anlayamadım.Anlayan beni de aydınlatsın.) (Kachhan: Ona daha sonra değinirler gibi geliyor.)

 Ve geldik şu ana kadar ortaya çıkan en ilginç hikayeye. (Kacchan: Mattaku sou da na! Ağzım açık izledim bunu yahu) Kurenaino Aria'nın (kara büyü yapan kız) hikayesi. Eski adı Rei Minase. Kızımız abisini o kadar seviyor ki kendine böbrek verirken ölmesini kabullenemiyor ve onu morgdan kaçırıyor. Burası da zornanın zort dediği yer sanırım çünkü hazır olun...Abisinin ölü bedeniyle 1 yıl boyunca aynı evde yaşıyor.  1 yıl boyunca "Abimle şunu şunu yaptık, bugün denize gittik, bugün şunu izedik." şeklinde iletileri Fadebook'unda paylaşıyor.(Fadebook da ne ise, henüz anlayamadık tabi lol) Abisinin hayaletiyle mi yaşadı acaba yoksa basitçe kafadan kontak mı bu kızımız?
Bakınız, soldaki abisinin 1 yıllık cesedi. OMG. Bir koşu kusmaya gideyim ben en iyisi.


  Gençler belki de...Aria'nın konuştuğu akuma-san abisidir? Kim bilir...

(bkz: Touko Sumikaze'nin rolünü hala çözemedim ama en azından yazdığı derginin adını öğrendik. Mumu.)
Şimdi gelelim benim teori kasacağım yere. Tam da teori denemez ama. Profesör Hashigami, Touko ile bir konuşmasında ona rüyalarını soruyor. Anladığımız kadarıyla pat diye sormuş. Yani daha önce bir rüya muhabbeti yok aralarında.  Touko'nun verdiği cevap ise...

(bkz: suyun dibi)
(bkz: ay ışığı)
(bkz: bir sürü insan)

Bence bunu Hashigami Sensei not defterine not aldı ve dedektif Moritsuka da profesörün defterinden görüp kendi defterine not aldı. Birinci bölümün sonunda bu yüzden bu kelimeleri söyledi. Bunu sormasının sebebi de  >> Hashigami Sensei astral seyahatleri deneyen ve bu seyahatlerde gezginlik yapan bir ruha sahip. Bir gezisinde Sumikaze'nin ruhuyla karşılaşıyor ve belki hep birlikte astral seyahatle geleceğe gidiyorlar ? O da Sumikaze bir şeyler hatırlıyor mu diye teyit etmek istiyor? Ya da böyle bir şey işte. Oldu mu? Bence oldu. Astral seyahat ne alaka derseniz yukarıda astral form morm bir şey geçiyordu, serbest çağrışım işte kısacası lol. Çok uçmuş olabilirim. Göz ardı edin.


Geldik bizim Gamo-tan'a. Kendisi bir yandan suçluluk psikolojisiyle boğuşurken bir yandan da etrafta gördüğü boş anahtar deliklerine anahtarı sokmaya çalışıyor. Lan? Sjhdgjsfkjjgnkjdfngkjndlfkjglkj. Bu karakter tam makara ya. (Kacchan: Ahahahlksajl.. Ya var ya sen o duyguyu hiç yaşamamışsın, insan en ufak şeye ''Aha tamam yakalandım, anladılar, kesin bana bakıyo'' moduna giriyor. Wakaru yo Gamotaaan wakaruuuuuu~ Ama merak etmeyin ben insan falan öldürmedim..)


Pardon sayın seyirciler. Öyle her etrafta değil Hashigami Sensei'nin evinin yakınlarındaki etrafta anahtarını deniyormuş. 


(bkz: benim suçum neeeee?)
(bkz:kamisama...onegai...oshiete yo...)


HIIIAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA NANI KOREEEE ???? 

  Gamo-tan tüm benliğini saran korku ve suçluluk duygusuyla baş etmeye çalışırken titreyen ellerine mani olamıyordu. Sadece anahtarı deliğine sokacaktı. Neden bu kadar zordu? Neden her yeri titremek zorunda, neden nefesleri git gide hızlanmak zorundaydı? Lanet olsundu. Çaktırmadan etrafına göz gezdirmek istedi. Şu anda birinin kendini izleme olasılığı her ne kadar düşük de olsa imkansız da değildi. Ne de olsa en kötü senaryolar en beklenmedik anda gerçekleşirdi. İşini şansa bırakamazdı. Derin bir nefes aldı ve sağ tarafına döndü. 

  Kimsecikler yoktu. Rahatlayarak "Oh.." (Kachhan: Ohhu Teruhashi-san fşsljşl) sözcükleri dudaklarından dökülüverdi. Henüz uzun kulak memeli, kel ve yer yer gölgelerle kararmış suratında sinsi bir gülümseme olan ookamanın kendisini izlediğini fark edememişti. Bir saniye. O, bir maske olmalıydı. Hiçbir surat bu kadar ürkütücü olamazdı !!! 
  (Benim tahminim o İzumin.)(Ya da Ryo-tas.)(Ya da bizim dedektif.) (Sanırım bütün olasılıkları saydım.)(ahah.) 

  Gamo-tan, henüz bakılacak tarafların bitmediğinin farkındaydı. Bu sefer arkasına bakmalıydı. Sou da, sou da ! Arkadan bir darbe yememek için arkasına bakmalıydı. Kendisi en azından bu kadar cesarete sahipti !!!!! Ve, baktı.


"HIIIAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA YABAI YABAI YABAI YABAI YABAI!!!!!!!"

  NANI KOREEEE???

 Gamo-tan korkudan altını ıslatmamak için kendini zor tutuyordu. Aman Tanrı'ımdı! O da nesiydi? Kocaman kanatlı mı kanatlı, kara mı kapkara, gözleri parlak mı parlak bir yaratık ellerini açmış kendisine yaklaşıyordu !!!!!! Olamazdı, olamazdı, olamazdı !! Ore no hanashi... Ore no hoshi mono... Konna tokorode...  owaranaiyo ne.... idi. Gamo-tan olduğu yere yığılıp kaldı. Sanırım buraya kadardı. Son dualarını etmeye başladı. "Tanrım... Çıkmadan önce kirli çorabımı komşunun balkonuna düşürmüştüm. Ne olur onun benim olduğunu fark etmesin. Amen." Evet, son duasını da etmişti. Şu an her şey için hazırdı. Ölüme hazırdı. Bir kahraman gibi ölecekti. Ne de olsa o çorap, onun değildi !!!!!!

(Bu yaratığın ne olduğu, kim olduğu, nereden geldiği, nereye gideceği, nereli olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok.)



HIIIIAAAAAAA. NANI? RÜYA MIYMIŞ?

Demek yaşadığı onca stres rüyaydı. Ama bir dakika. Altına yapma sahnesi... Yorganını hafifçe araladı ve orada ıslak bir şeyin olduğunu fark etti! Gerçekten de altına yapmıştı!!!! YABAII DESU YO NE!!!


HIIIIAAAAAAAA.BIRI ALTINA YAPTIĞINI MI FARK ETMİŞTİ????!!!

Annesi mi? Annesi miydi konuşan? Olamazdı, annesiyle yaşamıyordu ki. Ses şu köşedeki radyodan geliyordu. OLAMAZDIIIIII, ALTINA YAPTIĞI RADYODAN TÜM DÜNYAYA DUYURULMUŞ MUYDU YOKSA?

Gamo-tan'ın saçma maceralarının sonuna geldik.

SON.

Uzun lafın kısası, bence kesinlikle ortada astral seyahat, insanların rüyalarına girebilen ruhlar, rüyalarında geleceğe gidebilen insanlar var. Ama o radyo neden konuşuyor, ONU HALA ÇÖZEMEDİM. Radyonun da uyarısıyla TV'yi açan Gamo-Tan şok üstüne şok yaşıyor :



1 Mart'a geri geldik ve animemizin başladığı sahneyle 3. bölüm bitiyor. Arada gene geçmişe dönersek iyi olur. Bu insanlar neden kendini öldürdü? Aranan liste kendini öldüren insanların listesi mi yoksa bizim gizemli 9'lunun şifresi mi? Kim bilir... İzleyip göreceğiz.
(Kacchan: Bir an önce izle de ben de rahatça yorum yapabiliyim, spoiler vermiyim diye can çekiştim resmen yazamadım hiçbir şey kussoooooo flsjeflskejsl)



Cya !

1 yorum:

  1. Vallahi tebrik etmek lazım :D . Bu bölüme böyle analiz bravo !.Azmin takdire şayan.

    YanıtlaSil